Abonelikler ve Ekonomik Gerçeklikler
Thank you for reading this post, don't forget to subscribe!Bir gazeteci için belki de en zorlu durum, yaptığı işin yanlış anlaşılmasıdır. Gündemi takip eder, olan biteni aktarırsınız, fakat bir bakmışsınız, biri çıkar ve sizi bir siyasi kimliğe yapıştırıverir. “Tarafını belli ettin!” suçlaması, gazetecinin yaşadığı en yaygın ve aynı zamanda en yanlış algıdır. Oysa gazetecinin asli sorumluluğu, herhangi bir tarafın değil, yalnızca gerçeğin sesini duyurmaktır. Gazeteci, tarafsızlığı sadece kendisine değil, toplumun doğru bilgiye ulaşabilmesi adına bir sorumluluk olarak taşımalıdır.
Ancak yerel siyasette işler çok daha karmaşık bir hal alır. Herkesin bildiği bir gerçek var: Giresun‘da muhalefet neredeyse hiç yok. Bu da benim suçum değil. Eğer muhalefet temsilcileri açıklama yapmıyor, kamuoyuna yönelik bir iletişim stratejisi geliştirmiyorsa, ben onların yerine ne yapabilirim ki? Bir gazeteci olarak görevim, sadece olanı olduğu gibi aktarmaktır. Bu, taraf tutmak değil, yalnızca doğruyu yansıtmaktır. Yerel siyaset, dinamik bir yapıya sahiptir ve bazen iktidar partisi, projeleri ve faaliyetleriyle sürekli gündemde olurken, muhalefet ne yazık ki sesini duyuramamaktadır. Bir medya mensubu olarak bu durumu raporlama sorumluluğum var. Eğer muhalefet aktif değilse, onların sesini nasıl duyurabilirim?
Bu durumda, gazetecinin tarafsızlık ve objektiflik anlayışı sıklıkla sorgulanır. Ama unutmamalıyız ki, bu gazetecinin değil, siyasetin bir sonucudur. Bir partinin sesinin duyulması, onun faaliyetleriyle doğrudan orantılıdır. Bir gazete, iktidarın projelerini gündeminde tutarken, muhalefet sessiz kalıyorsa, bunun sorumluluğu gazetecide değil, siyasette ve siyasilerin halkla iletişimdeki eksikliklerindedir.
Abonelikler ve Ekonomik Gerçeklikler
Gelelim bir başka önemli meseleye: Abonelikler. Bazı siyasi partiler bize haber gönderiyor, fakat abonelik sağlanmadığı sürece bu haberlerin yayına alınması mümkün olmuyor. Bunu göz ardı etmek, basın özgürlüğü ile çelişmek olurdu. Bu durum, sadece bir ekonomik gerekliliktir. Bir medya kuruluşunun sürdürülebilirliği için abonelikler kaçınılmaz bir gerekliliktir. Günümüzün medya dünyasında, özellikle yerel gazetelerde, abonelikler gazetenin ayakta kalabilmesi için en önemli gelir kaynağıdır. Abonelik yapmayan bir partinin haberini yayımlamak, hem mesleki sorumluluğumuza hem de ekonomik sürdürülebilirliğimize zarar verebilir. Çünkü bir medya organı, sadece içeriği değil, aynı zamanda işletme maliyetlerini de yönetmek zorundadır.
Bu durum, medya dünyasının gerçeğidir. Eğer bir parti haber gönderiyor fakat abonelik sağlamıyorsa, o haberin yayımlanması mümkün olmuyor. Bu da bazen basının objektifliğine dair yanlış bir algı oluşturabiliyor. Ancak burada unutmamamız gereken şey, bir gazetecinin, hem doğruyu yazarken hem de işini sürdürülebilir kılabilmesi gerektiğidir. Medya organları, doğru bilgi ile halka hizmet verirken, aynı zamanda varlıklarını sürdürebilmek için ekonomik gerçeklerle de yüzleşmek zorundadır.
Gazeteciliğin Sade ve Temel İlkesi: Doğruyu Yansıtmak
Gazetecilik, yalnızca haber yapmanın ötesinde, ekonomik gerçeklerle de başa çıkabilmeyi gerektirir. Tarafsızlık ve objektiflik elbette önemli ilkelerdir, ancak bir medya kuruluşunun sürdürülebilirliği için abonelikler, kaçınılmaz bir gerekliliktir. Eğer bir partinin gönderdiği haber, abonelik desteği olmadan yayımlanamayacaksa, bu durum gazetecilikten çok, işin ekonomik yönüyle ilgilidir. Fakat bu, taraf tutmak anlamına gelmez. Gazeteci, yalnızca olanı doğru şekilde aktarır; eğer bir parti daha aktifse, doğal olarak onların haberleri daha fazla yer bulur.
Gerçek gazetecilik, doğruyu aktarmaktan ve halkı bilgilendirmekten ibarettir. Ancak bunu yaparken, aynı zamanda doğru anlaşılmak için de çaba harcamak gereklidir. Gerçekten de asıl soru, okuyucunun ne kadarına doğruyu görmek istediğiyle ilgilidir. Gazetecinin sorumluluğu, doğruyu yazmak ve objektif bir şekilde bilgileri sunmaktır. Ancak unutulmamalıdır ki, bir medya kuruluşunun da sürdürülebilirliği, aldığı aboneliklerle sağlanır. Bu, gazeteciliğin ekonomik tarafıdır ve bazen bu durum, siyasi aktörlerin ve medya kurumlarının ilişkilerini karmaşık hale getirebilir.