SİYASETTE DEĞER KAYBI: VATAN İÇİN ATEŞE ATILMAK MI, KİŞİSEL ÇIKARLAR PEŞİNDE KOŞMAK MI?

Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu

Thank you for reading this post, don't forget to subscribe!

Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu

Merhaba sevgili okuyucular,

Vatan ve Millet sevdalısı, büyük dava adamı Muhsin Yazıcıoğlu’nun çok güzel bir sözü var. Der ki: “Siyaset, vatan için kendini ateşe atmak iken, şimdi kendi için vatanı ateşe atmaya döndü.” Bu söz, günümüz siyasetinin ne yazık ki ne kadar farklı bir noktaya geldiğini ve aslında kaybolan değerleri çok net bir şekilde gözler önüne seriyor.

Siyaset, tarihsel olarak halkın çıkarlarını savunan, adalet ve eşitlik ilkeleri üzerine inşa edilmiş bir sistem olarak şekillendi. Ancak son yıllarda siyasetin geldiği nokta, bu temel değerlerden uzaklaşarak farklı bir rotada ilerliyor. Toplumda, siyasetçilerin daha çok kişisel çıkarlarını gözettiği, halkın gerçek ihtiyaçları ve taleplerinin ise zaman zaman göz ardı edildiği bir dönemdeyiz.

 

Siyasetin geldiği nokta, sadece iktidar mücadelelerinden ibaret bir hal almakla kalmayıp, aynı zamanda halkın güvenini sarsan bir süreç haline geldi.Partililerin kendi çıkarlarını ön planda tutarak, bazen yolsuzluk, baskı, manipülasyon gibi olgularla siyasi arenada yer alması, halkın siyasete olan güvenini zedeledi.

 

Siyasi liderler, halkın duygusal tepkilerini manipüle etmek için sıkça dil değiştiriyor, ancak toplumsal sorunlar ve uzun vadeli çözümler gündeme gelmekte zorlanıyor. Bu da halkın gerçek ihtiyaçlarıyla siyaset arasındaki mesafeyi giderek açıyor.

Siyaset, toplumları yönlendiren, kararlar alarak insanların yaşamlarını şekillendiren bir alandır. Ancak siyasetin doğru bir şekilde işleyebilmesi ve halkın güvenini kazanabilmesi için belirli ilkeler ve değerler gereklidir. Bu değerlerin başında ise vatan sevgisi yer alır. Vatan sevgisi, sadece bir duygusal bağ değil, aynı zamanda bir sorumluluk, adalet ve fedakarlık anlayışıdır. Eğer siyasette vatan sevgisi yoksa, bu durum, tüm siyasi hareketlerin samimiyetsiz olduğunu, yalnızca kişisel çıkarlar peşinden koşulduğunu gösterir.

 

Vatan sevgisi, siyasetin doğru bir yönelişe sahip olabilmesi için önemlidir. Bu sevgi, sadece boş laflarla ifade edilemez; yapılacak eylemler, atılacak adımlar, alınacak kararlar vatan sevgisini somutlaştırır. Gerçek bir siyaset, vatanı ve halkı her şeyin önünde tutar. Eğer siyasette bu sevgi eksikse, o zaman siyaset sadece kişisel çıkarlar, ideolojiler ve yüzeysel hedefler uğruna yapılan bir mücadeleye dönüşür. Böyle bir ortamda ise halkın güveni kaybolur ve yapılan her şey yalan ve aldatmaca gibi görünür.

 

Peki, siz siyaseti neden yapıyorsunuz?

 

Bu soruyu her siyasetçiye sormak gerekir, çünkü siyasetin amacı ve motivasyonu, sadece kişisel çıkarlar veya yükselme arzusu olmamalıdır. Siyaset, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak, halkın hayat kalitesini yükseltmek, adaleti sağlamak ve ülkenin geleceğini inşa etmek için yapılan bir uğraştır. Eğer bir kişi, bu kutsal amaca hizmet etmek için siyasete giriyorsa, o zaman yaptığı iş gerçekten anlamlıdır.

 

Siyaset, sadece bir unvan taşımak veya belli bir koltukta oturmakla gerçekleşen bir şey değildir. Gerçek siyaset, o görevin gerektirdiği sorumluluğu yerine getirmek, halkın ihtiyaçlarına çözüm üretmek ve toplumun her kesimine fayda sağlamaktır.

Vatan sevgisi imandandır. Bugün vatanını, bayrağını candan aziz bilen, Al Bayrağın dalgalanması için gözünü kırpmadan şehadete yürüyen ulu canlarımızı, bizlere her daim ışık olan o serden geçen neferleri ŞEHİTLERİMİZİ UNUTMAYALIM! “Bu ülkenin değerlerine sahip çıkmanın bedelini, şehitlerimiz bizlere ödemiştir, bizler onlara borçluyuz. Onların fedakarlıkları, bizlerin özgür ve bağımsız bir şekilde yaşamamıza olanak sağlamıştır. Bu topraklarda yaşamanın, bu ülkenin değerlerine sahip çıkmanın sorumluluğu bizlerin omuzlarındadır.”

 

Aynı şekilde, gazilerimiz de bu kutsal toprakların korunması için canla başla mücadele etmiş, yaralı bir şekilde hayatta kalan kahramanlarımızdır. “Onların gösterdiği cesaret, özveri ve fedakarlık, bizlere her gün özgürlüğün ve bağımsızlığın değerini hatırlatmaktadır.”

Şehitlerimizin ve gazilerimizin hatırası, her daim yolumuzu aydınlatmalı, onları anarken en büyük sorumluluğumuz vatan sevgisini kalbimize yerleştirmek olmalıdır. Onların bizlere miras bıraktığı değerlerle, bu topraklarda yaşamanın onurunu hep birlikte taşımalıyız.

Partililere sesleniyorum; siyasetin amacı, sadece koltuk ve çıkar peşinde koşmak değil, bu toprakların üzerindeki her bir bireyin hak ve hukukunu savunmak, bu ülkenin yarınına umut bırakmaktır. Unutmayın, siyasetin gücü ve meşruiyeti halkın güvenine dayalıdır ve bu güveni kazanmanın yolu da vatan sevgisiyle hareket etmekten geçer.

 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, vatanımıza ve milletimize hizmet için hep birlikte el birliğiyle çalışalım. Unutmayalım ki, gerçek siyaset ancak bu kutsal değerlerle şekillenir.

Hakan Kuloğlu