Fındık kentteki mekanları dönüştürüyor
Thank you for reading this post, don't forget to subscribe!Fındık kentteki mekanları dönüştürüyor
Giresun denilince akla ilk fındık gelmektedir. Dünyanın en kaliteli fındığını
yetiştirilmesiyle ‘’fındığın başkenti’’ unvanını taşımaktadır. Giresun halkı için fındık
birçok alanda çok büyük rol almaktadır. Düğünlerin ne zaman yapılacağından,
kardeşler arasındaki ilişkilere manilerden, türkülere kadar pek çok alanda etkisini
göstermektedir.
Birçok fındık üreticisi küçük ölçekli çiftçilerden oluşmaktadır. Hasat sürecinde yetersiz
depolama ve kurutma alanlarına sahip olan çiftçiler, özellikle sahil yolu kaldırımlarını ve
kentteki kamusal alanları fındık kurutma ve satışı için kullanmaktadır. Mevsimlik fındık
işçileri için devlet tarafından geçici konaklama alanları tahsis edilse de kentteki kamusal
alanların fındık üretimi amacıyla Kullanılması hâlâ yaygın bir pratik. Mekânın üretimi,
sermaye birikimi kadar, emek gücünün yeniden üretimi ve işçilerin hayatta kalma
stratejilerinin bir parçası olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda işçiler, sürecin aktif coğrafi
aktörleri olarak görülmektedir.
Tarımda mekânsal dönüşüm; gelenekselden modernleşmeye
Devlet, mekânın yeniden üretiminde altyapı, sağlık eğitim ve kültürel hizmetlerle rol
oynamaktadır, böylece ekonomik sistem, işçilerin çalışma ve özel yaşam alanlarını
bütünleştirmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar barınma ve mekânın kullanımı üzerinden,
işgalin bir hak ve yasal bir gereklilik bağlamında değerlendirilmesini sağlamaktadır. Bu
duruma, Giresun da her yıl belirli dönemlerde fındığın kurutulması ve seçilmesi için mahalle
aralarındaki sokakların ve özellikle sahil yolundaki kaldırımların meşgul edilerek kullanılması
örnek olmaktadır. Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Emine
Erdoğan ve Dr. Öğr. Üyesi Nezihe Başak Ergin’in “Giresun’un Emek Coğrafyasında
‘Fındığın Mekanlarını’ Görmek” adlı çalışmaya göre ; fındık üretim sürecini mümkün kılan
yeniden üretim mekanları, tüm olumsuz koşullarına rağmen mevsimlik tarım işçileri
tarafından kullanılıp deneyimlenen yaşanan mekanlar olarak bilinmektedir. Giresun'da toplam
fındık üretiminin yarısından fazlası ortalama fındık ekim alanının altında büyüklüğe sahip
olan fındık bahçelerinde küçük üreticiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Ek emeğe ihtiyaç
duyulmakta ve bahçe bakımı sahipleri tarafından yapılmaktadır. Bahçelerin eğimli olması ve
kurutma alanı eksikliği, küçük üreticilerin Ağustos ve Eylül aylarında sahil kaldırımları,
sokaklar ve otoparkların geçici fındık işleme alanlarına dönüştürülmesine yol açmaktadır.
Kentsel mekanlar çevresel olarak şekillendi
Dr. Öğr. Üyesi Emine Erdoğan ve Dr. Öğr. Üyesi Nezihe Başak Ergin’in yaptığı çalışmaya
göre, Giresun'da küçük üreticiler, sahil yolu kaldırımlarını yalnızca fındık kurutma ve
Bilgi ve iletişim: [email protected]
ayıklama için değil, aynı zamanda satış için de kullanmaktadır. TÜBİTAK’ın 3501 Kariyer
Geliştirme Projesi kapsamında yürütülen 220K387 numaralı projenin saha çalışması verilerine
ve literatür taraması yöntemine dayanan bu çalışmaya göre, Giresun’un yağışlı ve nemli iklim
şartları, fındık kurutma işleminin uzun sürmesine neden olmaktadır. Bu durum fındıklarını
evlerinden uzakta kurutmak zorunda kalan üreticilerin uzun süre çadırlarda kalarak
fındıklarını beklemelerine yol açmaktadır.
Emekçilerin ihtiyaçları karşılanmalı
Çalışma ve Toplum’da yayımlanan araştırmaya göre, üretim alanı yalnızca işin gerçekleştiği
yer olarak değil, işçinin barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayarak emek
gücünü yeniden ürettiği bir mekân olarak tanımlanmaktadır. Yapılan araştırma bağlamında
emek ve emekçilerin mekânı nasıl şekillendirdiğini ele alarak, mekânsal örgütlenme
kavramına yeni bir bakış açısı getirilmektedir. Genelde emek çalışmaları, iş yerinde sabit bir
bina ya da mimari yapı olarak görürken, bu çalışma emekçilerin ihtiyaçlarına göre geçici
mekanlar yarattıklarını ve böylece çalışma alanını aktif bir şekilde dönüştürdüklerini
göstermektedir. Giresun örneği Giresun örneği üzerinden fındık üretim sürecinde işçilerin
kente nasıl katkı sunduğunu ve kenti nasıl yeniden şekillendirdiğini ortaya koymaktadır,
kentsel mekânın yalnızca bir yapı değil, aynı zamanda emekle yaşayan ve dönüşen bir alan
olduğunu gözler önüne sermektedir. Bu bakış açısı, Giresun’u emekle dönüşen canlı bir kent
olarak düşünmeye ve emeği sosyal dünyayı değiştiren aktif bir güç olarak anlamaya imkân
sağlamaktadır. Yerel yönetimlerin emek gücünün ihtiyaçlarına göre kentsel mekânda çeşitli
düzenlemeler yapmasını ve bu alanlarda barınma, sağlık ve eğitim gibi hizmetleri sağlaması
gerekmektedir. (Bilimin Kamusal İletişimi (bil-ki) TÜBİTAK 1001, proje no: 123K063)
Muhabir: Tülin Ersoy