ANAHTAR PARTİ KAYSERİ KONGRESİNDEKİ BAŞARIYI KUTLARKEN, GİRESUN’DA YAPILMASI GEREKEN ÇOK ŞEY VAR

Giresun’un sorunu Giresunlu yöneticiler

Thank you for reading this post, don't forget to subscribe!

Merhaba sevgili okurlar,

 

Gazeteci ve siyasetçi arasındaki ilişki, çoğu zaman birbirine bağımlı bir dinamik sergiler. Özellikle bir siyasetçi, gazeteci için haber kaynağı olduğunda, gazetecinin “temas ve mesafeyi dengede tutma” gibi önemli bir etik sorumluluğu vardır. Bu dengeyi sağlamak, gazetecinin, haber kaynağı ile olan ilişkisinin etik dışı bir izlenim oluşturup oluşturmadığını sürekli olarak gözden geçirmesini gerektirir.

 

Bir gazetecinin, siyasetçiyle dostane bir ilişkisi olduğunu kamuoyuna yansıttığında, bu durum nasıl algılanır? Kamuoyunun, böyle bir ilişkiyi nasıl değerlendireceğini de düşünmek gerekir. İşte tam da bu noktada, bir gazeteci, siyasetteki dostlarını zaman zaman eleştirmek zorunda kalabilir. Ancak bu eleştirilerin, siyasetçilerin kişisel olarak alınacağı bir durumdan ziyade, yapıcı bir geri bildirim olarak görülmesi gerektiği unutulmamalıdır. Eleştiriler, daha sağlıklı bir yönetim anlayışına ve gelişime katkı sağlamalıdır.

Geçtiğimiz hafta, Genel Başkanlığını Yavuz Ağıralioğlu’nun yaptığı Anahtar Parti’nin Kayseri 1. Olağan İl Kongresi gerçekleştirildi. Kongreyi içtenlikle tebrik ediyorum, çünkü gerçekten etkileyici bir organizasyondu. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, Kayseri’deki bu kongre büyük bir heyecan ve coşkuyla gerçekleşti. Salonu dolduran vatandaşların ilgisi, etkinliğin başarısının bir başka göstergesiydi. Kayseri’deki kongre, etkinliklerin nasıl yapılması gerektiğine dair çok iyi bir örnek sundu.

 

Geçenlerde yazdığım bir köşe yazısında, Giresun’un en büyük sorununun “Giresunlu yöneticiler” olduğunu dile getirmiştim. Bu yazımda da yine benzer bir noktayı ele alacağım. Ancak, burada yalnızca eleştiri yapmak istemiyorum, aynı zamanda örnekler üzerinden durumu değerlendirerek bir çözüm önerisi sunmayı amaçlıyorum.

 

Neden kendi ilimizin yöneticileri bu konuda yeterince başarılı olamıyorlar? Kayseri’deki kongrede gördüğümüz her şey vardı: Coşku, organizasyon, tanıtım, katılım… Yani olması gereken her şey eksiksizdi. Peki ya bizim taraf? Bizim kongremizde, canlı yayın yapılmasına rağmen, yayın kalitesi oldukça düşüktü. Ses bazen hiç duyulmuyordu, bazen de oldukça net bir şekilde geliyordu. Görüntü kalitesi ise yetersizdi. “Kongre yapıyorsun, tanıtım hiç yok. Böylesi önemli bir gün için en kötü 1 dakikalık bir tanıtım videosu hazırlarsın. Organizasyon bittiğinde yönetim tarafından paylaşılır ve doğal olarak da bir coşku oluşur. Bunlar çok basit şeyler ama olması gereken şeyler.”Bu tür eksiklikler, izleyicilerin etkinliği algılamasını olumsuz yönde etkiliyor. Bu durumu sadece teknik eksikliklerle açıklamak yeterli değil; yönetimsel anlamda da bir eksiklik olduğunu düşünüyorum.

 

Yerel yönetimlerin, özellikle de kongre organizasyonlarında daha dikkatli ve özenli olmaları gerektiğini vurgulamak istiyorum. Kongre gibi büyük bir organizasyon, yalnızca katılımcıları bir araya getirmekle kalmaz, aynı zamanda şehrin ve partinin imajını da etkiler. Kayseri’deki organizasyon bu konuda örnek gösterilecek bir seviyedeydi. Giresun ve benzeri illerde ise çok daha dikkatli ve planlı bir yaklaşım gerektiği açıkça görülüyor.

 

Eğer bu tür etkinlikler daha profesyonel bir şekilde organize edilirse, hem katılım hem de izleyici kitlesi açısından daha büyük başarılar elde edilebilir. Giresun il yönetiminin, bu tür eksiklikleri göz önünde bulundurarak daha iyi bir planlama yapması, ilerleyen süreçte başarıyı daha da artıracaktır. Bu konuda atılacak adımlar, yalnızca kongrelerin değil, tüm organizasyonların kalitesini de yükseltecektir.

 

Kayseri’deki Anahtar Parti İl Kongresi, organizasyon ve katılım açısından mükemmel bir örnek sundu. Ancak, kendi ilimizdeki eksiklikler de göz ardı edilmemeli ve bu konuda ciddi adımlar atılmalıdır. Yerel yönetimlerin bu tür eleştirilerden ders çıkararak, daha profesyonel bir yaklaşım benimsemeleri gerektiği kanaatindeyim.

“Kongreniz hayırlı olsun. Yazımda yanlış anlaşılabilecek ya da kırıcı olabilecek bir şey yazdıysam, bunun için gerçekten üzgünüm. Eğer yazım bazı arkadaşlarımı üzmüşse, onlardan içtenlikle özür diliyorum. Amacım asla kimseyi kırmak ya da incitmek değildi. Bir sonraki yazımda, siyasetçilerin yapacağı güzel şeylere yer vermeyi umuyorum. Dostluk adına, hep birlikte daha güzel günlerde, daha anlayışlı bir şekilde görüşmek dileğiyle.”

Hakan Kuloğlu