Ruhun sisli diyarı duygular
Thank you for reading this post, don't forget to subscribe!Merhaba sevgili okurlarım;
İnsanın kendini bulma, arama, anlama, açıklama ve sorgulama sorununun olduğu yerde, kurak, kısır ve katı bir kültürle kuşatılmış buluyoruz kendimizi. İnsanın kendini aramadığı, anlamadığı, açıklamadığı ve sorgulamadığı yerde vicdan yeşermez, gelişmez ve kökleşmez. Vicdan, insanın kendisini aramasıdır. Vicdan, içimizdeki gerçek bendir. Bazen hissettiklerimize bir anlam vermek güçtür. Ama duygular nefesimizi keser. “İnsan ruhunun derinliklerinde ne vardır sizce?” Hiç düşündünüz mü? Acı ve kader. Duygular bazen içimizdeki karanlıkları gömebilir. Her duygu bir hafıza yaratır. Bu hafıza zamanla acılarımızı, sevinçlerimizi, yaralarımıza tekrardan tuz basar. Kendi benliğimizi oluşturan duygular tarihe dönüşür zamanla. Tarihin içinde ya yeniden var oluruz ya da kısır döngüde dönüp dururuz. Neticede her insan, kendi iç denizinde savrulmadan yol almak ister. Duyguların varoluş nedenini araştıralım, çünkü sahip olduğumuz tek şey! Koşullu gerçekler, manevi hissiyatların simgesi haline dönüşmemeli. Zihnimizi daha çok sıcak, etnik benliğimize uygun zeminde hazırlamamız gerekiyor. Spinoza’ya göre, insan ancak aklın kılavuzluğunda upuygun fikirler geliştirerek duygularının sebepleri hakkında doğru bir düşünceye ulaşabilir. Ve ancak bu şekilde onlara egemen olmayı öğrenebilir. Bu bir güç ve kudret meselesidir. Duygularımızı, acılarımızı bir kusur olarak yok saymak ya da bastırmak yerine onları tanımak gerekir. Böylelikle iyileşebiliriz. Duygularımız “bu da geçer” dememektir. Dıştan gelecek etkilere kapılarını kapatmış bir varlık, düş ya da kimliği yoktur. Aslında her şey birbiriyle bağlantılıdır ama sürekli farklı akıntılara kapılır. Yaşam, duyguları her zaman yanıltır. Beden her türlü acıdan kaçar ama zihin her zaman baskılamaya çalışır. Beden değişimi hızlı gerçekleştiği için zihin her zaman kazanır. Beden bu hızlı dönüşüme uyum sağlarken, zihin o denli hızlı uyum sağlayamaz. Bakış açımıza yakalanan her şey, zihnimizin çerçevesinde yalıtılmış bir duygudur. Geçmişte taşıdığımız düşünceler geleceğimizi belirler. Kurabileceği, kurabildiği düşüncelerle var oluruz. Bir dahaki yazımda görüşmek dileğiyle. Hayat varılacak bir yer değil, yolculuğun ta kendisidir unutmayın.