ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERDEN AÇIKLAMA: TÜRK’ÜN TÖRESİNDE VATANA İHANETİN AFFI YOKTUR

şehit polis fethi sekin

Thank you for reading this post, don't forget to subscribe!

Sarıkamış’tan 110 yıl önce yazılan “Beyaz Ölümün Destanı”ndan, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’na kadar, Türk milletinin verdiği büyük mücadeleler ve şehitlik tarihi tekrar gündeme geldi. Bugün, Sarıkamış şehitlerinin anısına düzenlenen bir etkinlikte, şehit aileleri ve gaziler, Türk milletine önemli bir çağrıda bulundu.

Toplantıda konuşan şehit aileleri ve gaziler,

asil milletimiz, kıymetli vatandaşlarımız, değerli basın mensupları öncelikle 78.000 şehidimizi minnetle anıyor, tüm şehitlerimize allah’tan rahmet diliyoruz. bugün burada, şehit aileleri olarak yaşadığımız acıları, yüreğimizde yanan ateşi anlatmak için toplanmadık.

çünkü bir şehit annesine, oğlunun postallarına çiçek ektiren, bir şehit babasına, yasundının fotoğrafı karşısında geceyi sabahlatan, şehit eşinin canının yarısını toprağa koyuşunun, umutları elinden alınan şehit çocuklarının yarım kalışının hiçbir tarifi yok.

biraz tarih konuşalım mesela;

çanakkale’yi, kurtuluş savaşı’nı, sarıkamış’ı, kıbrıs’ı ve şehitlerimizi konuşalım.

alp ve alperen olanları, önce yiğit olup şüheda olan kahramanları, sınırlarımızı nasıl çizdiğimizi, vatanın her karışının şehit kanlarıyla sulanışını konuşalım mesela.

mehmet akif’in;

“sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı, verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı.” dizelerini hatırlayalım.

hatırlayalım ki utanmadan, üzülmeden, düşünmeden bebek katili özgür kalsın, umut hakkı, ev hapsi verilsin diyenlere, imralı canisini ülke gündemine sokup, barış elçisi gibi ilan edenlere hatırlatalım diye toplandık.

çok mu geriye gittik?

o zaman 43 yıldır yaşadıklarımızı, verdiğimiz şehitlerimizi konuşalım.

bir vatan evladının toprağa nasıl düştüğünü, kaç kurşun yediğini, naaşlarının ne kadar sürede ailelerine ulaştığını konuşalım mesela, ödediğimiz bedeli konuşalım. oğuz

kaan usta’yı, duabey onur öztürkmen’i, şehit semih özbey’i konuşalım, videosunda yutkunduğu anı unuttunuz mu bu kadar çabuk onu konuşalım mesela.

hadi, onlar askerdi serden ve yardan geçmişlerdi.

şehit polis fethi sekin’i, şehit savcı hakan kılıç’ı, şehit öğretmenler necmettin yılmaz ve aybüke yalçın’ı, eli kanlı terör örgütünün menfur saldırılarında hayatını kaybeden sivil

vatandaşlarımızı konuşalım.zira hatırlamanıza ihtiyacımız var!

yada hadi gelin, 2013’te yaşanan sözde “çözüm süreci”ni konuşalım. akil insanları, kazılan hendekleri, sokaklara kurulan bariyerleri ve o süreçte yitirdiğimiz 800’ün üzerinde şehidimizi…terörle el sıkışılmayacağını, masaya oturulmayacağını, nasıl acı bir şekilde

tecrübe ettiğimizi hatırlayalım.

ya da elikanlı bebek katilinin meclis’e davet edilir edilmez, “tek anladığımız dil bu”

dercesine yaşattığı tusaş saldırısını, tusaş şehitlerimizi konuşalım, bu kadar kısa sürede unutmuş olamazsınız.

terörle mücadelede verdiğimiz 7.100 ‘ü asker, 900’ü polis, 1.500’ü korucu, 200’ü öğretmen, savcı, imam şehidimizi; 40’a yakın kundakta katledilen bebekleri, 5.000 sivil şehidimizi

anlatmak için hatırlatmak için toplandık.

şehit aileleri ve gaziler bu zamana kadar siyasetin bir parçası olmadı bundan sonradada bir

parçası olmayacaktır.

şehit aileleri ve gazilerin en büyük arzusu terörün bitmesidir.

aynı acıyı hiçbir ailenin yaşamamasıdır. ancak bunu yapmanın yolu bebek katiline

özgürlükten geçmemelidir gazi meclis bir teröriste çiğnetilmemelidir. özgürlükten, atalarımızın mirası olduğu kadar, şehit evlatlarımızın da emaneti olduğu unutulmamalıdır.

Türkün töresinde vatana ihanetin affı yoktur.

islamın şiarında da zalime merhamet, mazluma ihanettir,

Bizleri kaedeşi mesabesinde gören sayın Cumhurbaşkanımızın Samsun’da “Şehitlerimizi Gazilerimizi rahatsız edecek hiçbir işimiz olmadı.Ne yaptıysak Şehit ve Gazilerimizin bize gösterdiği istikametten asla ayrılmadan yaptık”sözleri bundan sonraki süreçte bizim için senettir. Ya silahlarını gömecekler yada silahları ile gömülecekler… üçüncü bir yol yok.

türkiye harp malülü gaziler şehit dul ve yetimleri derneği